Bugüne birçok kişiyi, profesyoneli iş görüşmelerinde başarılı olmak konusunda seminerlerde veya eğitimlerde dinlediniz. Hiç değilse, onların yazılarını okuyup fikirler edindiniz. Ancak o kişilerin anlattığı olaylar genelde başarılı olmak üzerinedir ve sınırlı bir süreye veya satırlara sığdırmaya çalıştıkları hikayeleridir.
Bu yazımda size iş görüşmelerinden başarısız ayrılmanın yollarını özetleyeceğim. Tabi kadınların birbirini kıskanma faktörünü buradan hariç tutuyorum. Çünkü bu durum mülakatçının / insan kaynakları çalışanının tam profesyonel olmaması durumudur.
Bu yazıyı yazmaya geçen haftasonu Trakya Üniversitesi’nden değerli hocam Prof.Dr.Sadi Uzunoğlu’nun daveti üzerine gittiğim bir sunum sırasında sahnede karar verdim.
Thomas Edison, ampulü 2000’den fazla deney sonucunda bulmuştur. 1999’uncu deneyinden sonra arkadaşları bu kadar deneyde başarısız olduğunu, çalışmalarını bırakmasını isterler. Ancak Edison, “Hayır, 1999 kere deneyimim oldu” diye cevap verir. Edison, bu başarısız deneyimleri sayesinde başarılı oldu. Konumuz başarısızlık üzerine olduğu için bu örneğin üzerine farklı bir kurgu ile yazdım. Günümüzde 1999 deneyim şansımız - özellikle iş görüşmelerinde - olmayacaktır. Sınırlı sayıdaki deneyim hakkınızı en verimli kullanmanız için kötü örnekler vereceğim.
İngilizce ana dilim gibidir, Excel çok iyi biliyorum...
İngilizce seviyenize “Fluent” yazarken bir daha düşünün isterim. Sen İngiliz misin, Amerikalı mısın? Veya 10 yıl İngilizce konuşulan bir ülkede mi yaşadın? Bu soruların herhangi birine evet cevabı veren devamını okumasa da olur... Daha ilk yalanda yakalandık.
Büyük bir ihtimalle senin karşındaki de ana dili gibi konuşamıyor. Ancak ortanın üstünde İngilizce bilen biri karşısındakinin İngilizce seviyesini 10 cümlede çok rahat anlar. Türkçe düşünüp İngilizce’ye çeviriyorsan en fazla “Upper Intermediate” sın zaten.
Microsoft office programları bir beyaz yaka için iş arkadaşlarınla uyumlu çalışmak kadar önemli... Word ve Powerpoint zaten en fazla olimpik yüzme havuzu kadardır. Bir ucundan diğer ucuna öyle ya da böyle yüzersin ve kimse seni oraya varırken nefes nefese kaldın veya dinlenerek gittin diye sorgulamaz. Bununla birlikte Excel’i iyi biliyorum (bir de makro yazarım) demek İstanbul boğazını yüzerek geçebiliyorum der gibi bir durumdur. Yapılamaz bir şey olmamasına rağmen çok uzun bir öğrenme ve deneyim süreci ister. Diğer yakada bekleyen profesyonele ulaşamazsan ikinci yalanı da yakalattın demektir.
Biz insanlar kendimiz yalanı bol söylesek bile bize yalan söylenilmesinden hiç hoşlanmayız. Kısacası bildiğin kadarını söyle, sadece biraz süs katabilirsin içine...
Eski şirketim beni hak etmiyordu...
Bunu günümüzün pazarlama kitaplarında “rakibi kötüleme, sadece sizin tercih etmeleri için onlardan daha iyi olanak sun - satış sonrası destek vb.” şeklinde okuyoruz.
Eski şirketimdeki yöneticim beni çekemiyordu, çünkü ondan daha bilgiliydim. Zaten yöneticilik vasfı da yoktu... gibi cümlelerin hepsi olumsuzluk içerir. Bunlar doğru da olabilir. Bununla birlikte negatif yorumlar, cümleler ile her zaman karşı tarafa negatif enerji veririz. Size acıyıp işe almayacaktır veya sizi haklı görüp o yönetici bu kişinin değerini bilememiş demeyecektir.
Yarı olumsuz durumlar...
Mülakatçının karşısında esnemek, bütün gece mülakatta başarılı olmak için çalıştım veya heyecan yaptım ve yeterince uyuyamadım demektir. Size “burayı kolay buldunuz mu?” sorusunu sorduğunda sizden “çok zorlandım, 1 saattir burayı arıyorum” diye bir cevap beklemiyor. Bu durum gerçek olsa bile - en kötü ihtimalle - google maps üzerinden rahat buldum diyebilirsiniz. Rahat bulma durumunuz - google maps olsun olmasın - sizi karşı tarafı analitik zekaya sahip biri olarak tanıtabilir.
Mülakatçıyı bir belgesel sunan ses sanatçısı gibi görün. O duygularını karıştımayacak ve size üzülüp - ah canım kıyamam diyip - size olumlu bir puan vermeyecektir. Bu durum sizin işe alınmanıza %100 engel olmaz, sadece sizle aynı seviyede birini işe alması için olanak sağlamış olursunuz.
Bunların dışındaki olumsuz durumlar ise sözlü iletişim veya beden dili ile ilgili hatalardan kaynaklanır. Kişisel gelişim kitaplarının bir çoğunda bu hatalardan bahsedilir. Bu sebeple yazıma bu konu ile ilgili bir bölüm ayırmadım.
Yazan
Doruk Gülsever
İndense Eğitim
Fikir ve sanat eserleri kanunu gereği kaynak gösterilmeden tümü ve bir kısmı yayınlanamaz.